Son günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medyada paylaşılan yanlış bilgilere ve özellikle psikoloji alanındaki yanıltıcı söylemlere verdiği yanıtlar, dikkatleri bu konunun önemine çekti. “Sağır duymaz, uydurur” ifadesiyle yaptığı açıklamada, bireylerin sosyal medya üzerinden yayılan bilgi kirliliğine karşı bağışıklık kazanmaları gerektiğine vurgu yaptı. Bu bağlamda, hem bireysel hem de toplumsal olarak psikolojik sağlamlık konusunda atılması gereken adımları irdelemek son derece kritik hale geldi.
Psikoloji alanında, yanlış bilgilere maruz kalma durumu ciddi sorunlara yol açabilir. Sosyal medyada yayılan psikolojik hastalıklar, tedavi yöntemleri veya duygusal durumlarla ilgili yanıltıcı içerikler, insanların psikolojik sağlığını tehlikeye atmakta. Birçok insan bu tür bilgilere erişerek yanlış bir algı oluşturmakta ve bu da sonucunda, psikolojik rahatsızlıkların içselleştirilmesine yol açmakta. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belirttiği üzere, duygu ve düşüncelerimizi şekillendiren unsurlar, çoğunlukla gerçek deneyimlere dayalıdır. Bu deneyimlerin yerini alacak olan yanlış bilgiler, bireylerin ruhsal dengelerini bozabilir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, sosyal medya üzerinde yayılan psikolojik içeriklerin, insanların duygusal sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyuyor. Özellikle genç nesil, internetin ve sosyal medyanın sağladığı kolay erişim olanakları sayesinde bu yanıltıcı bilgilere daha fazla maruz kalıyor. Yanlış bilgilere sahip olmak, bireylerin kendilerine ve etraflarına karşı olan bakış açılarını çarpıtarak, ruhsal durumlarına olumsuz yansıyor. Bu durum, anksiyete, depresyon gibi psikolojik sorunların daha da derinleşmesine yol açabiliyor.
Bağışıklık kazanmanın en etkili yollarından biri, doğru bilgiye ulaşmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sağır duymaz, uydurur” şeklindeki ifadesi, aslında bireylerin duyarlı ve sorgulayıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini gösteriyor. Doğru bilgileri tespit etmek için eğitim, herkesin hayatında önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle psikoloji alanında eğitim almış bireyler, aralarında yer alan bilgi kirliliğini eleştirel bir gözle değerlendirebilir. Bu nedenle, toplumda psikoloji eğitiminin yaygınlaştırılması, bireylerin zihinsel sağlamlıklarının artmasına katkı sağlayacaktır.
İnsanlar, psikolojik sağlıkları hakkında bilgi edinirken mutlaka güvenilir kaynaklara başvurmalıdır. Alanında uzman kişiler veya kuruluşlar tarafından sağlanan bilgiler, bireylerin doğru yönlendirilmesine yardımcı olurken, yanlış bir bilgi akışını da engelleyebilir. Eğitim kurumları, psikologlar ve sağlık uzmanları, bireylerin doğru ve güvenilir bilgilere ulaşmasında kritik bir rol oynamaktadır. Bu süreçte, bireylerin karşılaştıkları yanlış bilgilere karşı nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiği konusunda da rehberlik yapılmalıdır.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, sadece politik bir yanıt olmanın ötesinde, günümüzde psikolojik sağlığımızı tehdit eden bilgi kirliliğine karşı dikkat çekici bir uyarıdır. Bu bağlamda, hem devlet kurumlarının hem de bireylerin üzerine düşen sorumluluklar bulunmaktadır. Bilgiye erişim sağlarken dikkatli olmak, ruhsal sağlığımızı korumada atmamız gereken ilk adımdır. Yanlış bilgilere karşı duyarlı bir toplum oluşturmak ise, uzun vadede sağlıklı bireylerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.